M.S 11.ve 12. yüzyılda Anadolu'ya akınların başladığı zamanlarda, “DANİSMENDLİLER” tarafından yerleşim yeri olarak bilinmekteydi; ANADOLU SELÇUKLULARI’nın tarih ve kültür kokan kalıntılarını halen içinde saklamaktadır.

Anadolu Selçuklu devletinin yıkılmasından sonra kurulan beylikler ve bu beyliklerin hepsinin türk beylikleri olduğu, zamanla Osmanlı beylikliğinin bütün beylikleri ortadan kaldırarak Devlet haline gelmiştir. Anadolunun batı topraklarına hakim olmaya çalışan Bizanslılarla Osmanlıların savaşları asırlar boyu devam etmiştir. Bölgenin kuzeyinde yaşayan Rumlarda farklı bir boyut kazanmışlardır. 14.ve 15. yüzyıllarda batıda topraklarını genişleten Osmanlı,Bizans imparatorluğunun bin yıldan fazla süren egemenliğine 1453 yılında II. MEHMET (FATİH) le son vermiş ve anadoludaki bazı kalıntı devletlere yönelmiştir. Kuzeyde bulunan merkezi Trabzonda bulunan POTNUS RUM DEVLETİ’ni ortadan kaldırmaya hareket etmiştir. 1460 yılında bölgeden geçerken bu bölgede “TOKAİT” Türklerinin oturduğu bilinmekteydi; TOKAİT Türkleri Fatihin yanında yer alarak Osmanlılara katılmışlar. 1461 yılında da Rum Devletini yıkarak orayıda Osmanlılara bağlamıştır. Zamanla bölgemizde bulunan bu türk boylarının bu yörelerde egmen oldukları Rumlar zamanındada buralara Rumların yerleştikleri herkesin kendi inançlarına göre ibadetlerini yaptıkları bilinmektedir.                              
Rum soylarından kalan "ÇAKARAZ" isimli şahıs bu yörede epey yaşamış ve soyu biriki asır devam etmiştir. ÇAKARAZ çevreye epey yayıldığında etrafda ismi devamlı duyulmuş, elindende hertürlü sanat gelirmiş. Ustalık mesleğide onların vazgeçilmez haline gelmiş. Fatih Sultan Mehmet’in ölümünden sonra yerine geçen oğlu II. Bayezıt  çok dindar ve SOFİ bir padişahmış. Onun zamanında yurdun birçok yerinde SOFİ’ler oluşmaya başlamış. Bunlardan bir kısmıda bizim bölgelerimize kadar gelerek şimdi SOFU’lar denilen yere yerleşerek onlardan kalma bu adla bölgede yaşamaya başlamışlar. Köyün bulunduğu yerin doğusunda,SOFULAR batısındada ÇAKARAZ'lar bulunmaktaymış. Yıllarca bu iki yerleşimci köy komşuluk ilişkileri yapmışlar.Daha sonra ÇAKARAZ isimli rum neslini çoğaltarak o bölgeye sığamaz hale gelmiş bir kısmı  şimdiki çakraz köyünün bulunduğu yere yerleşmilerdir. Sonraları bu deyim kısaltılarak ÇAKRAZ olarak benimsenmiştir.Takii köyün ismini alan HABİL Kardeşlerin ismi olan büyüğün isminin köyün üzerindeki ismini zikredene kadar (HEBÜL).                              
          
16. yüzyılda çeşitli olumsuz nedenlerle batıya akın eden bu insanlardan üç kardeş HABİL, HIDIR TOKMAK önce niksara ardındanda o yüksek dağları aşarak GÖVCEBEL’den yukarı önüne çıkan düz arazileri geçerek "derelerin cıvıldaştığı, yeşilliklerin rengarenk olduğu Tam ASYA vadisini andıran bu bölgeye gelip dayanmışlar". Doğuda bulunan SOFİ köylüleri ile HALIFA ve çevresinde yerleşim süren ÇAKARAZ bunlara kucak açarlar. Büyük oğul HABİL kuzeyine yerleşir. Daha güçlü ve kuvvetlidir. Küçük kardeş Hıdır biraz zayıf fizikli ve zeki bir insanmış. Ortanca kardeş TOKMAK sofular köylülerine yakın durmaya ve onlarla komşuluk ilişkilerini dahada güçlendirmeye başlamış. Küçük kardeş Hıdır köyün aşağı mahallesinin bulunduğu orta kısma yerleşerek kendine mekan tutmuş.                          
Hıdır şuanki köyün kurulduğu yerde kaldığından ozamanki rumların (ÇAKRAZ)ın yerleştiği orta kısma sahip olarak bazı hazine ve kıymetli eşyalarında kendisine kaldığı rivayet edilir.Bölgede kendini kabul ettirmiş ve adından heryerde söz edilen yöre kurucusu ÇAKARAZ isimli şahıs şimdiki adı halıfa olan bölgeye yerleşir.Nufuzunu orada hissettirmeye başlar.Kendisi çok zengin olmadığından rum kalıntılarının bıraktığı servetlerle geçinir.daha sonraları kendi soyumuz olan habil hıdır ve tokmak kardeşlerin bu yöreye yerleşmesinden sonra bu rum şahsa ilgi azalır.Bizler orada kökleşe rek kendi kimliğimizi atalarımız gibi kullanmaya ve yayılmaya başladık.
O bölgede okadar beraber yaşamısızki rum ustaları kendilerinin ve habil kardeşlerin ortalarında bulunan (Halıfa) denilen yerde ibadet yapmak için cami yapmaya karar verirler ve yıllarca cuma namazlarını hep beraber orada yaparlarmış.
Bu,köyün kurucuları olan HABİL HIDIR ve TOKMAK kardeşlerin çoğalmasına kadar devam etmiş 1313 yılında MUSA oğlu TATAR MEHMET'in rum ustalarına şimdiki köyün bulunduğu yerdeki camii yaptırarak son verilmiştir.O zaman köyün nufusu 8 Haneden olduğuda rivayet edilmiştir.



KÖYÜN İLK KABİLELERİ
Köyün ilk kurucularından habilin iki oğlu bir kızı olduğu bir oğlunun yöreyi trk ederek ordu topraklarına gittiyi ve halan orada neslinin devam ettiği rivayet edilir.
Diğer oğlundan İMAM GİLLER kabilesi;kızından ise iç güveysine gelme (Yavdaşlı HASAN usta dan)Emine hatunla Evlenmesi dolayısıyla APAR GİLLER
TOKMAK kardeşten:
ÇERKEZ GİLLER,
ALİ GİLLER,
HALİL GİLLER,
TATAR GİLLER,
TAHİR GİLLER.
HIDIR Kardeşten:
ŞERİF GİLLER,
İSMAİL ONBAŞILAR,
HASAN AĞA GİLLER,
DISTIR GİLLER,
TOPAL OSMAN GİLLER,
YESİR GİLLER,
ARNAVUT GİLLER,
PEHLİVAN GİLLER kabilesi türemiştir.
Köye bunların dışında iç güveyisi ile ve normalde gelip yerleşen kabilelerde olmuştur.Bunlar Taşlıcadan (ECİR GİLLER),Yavdaştan (APAR GİLLER),Keteniilden (MUHTAR GİLLER) Erbaa Herkümpet'ten (ÇOLAK GİLLER) ve yukarı mahalleye geken (SELİM GİLLER) dir.
Bu kabileler önce 3 kardeşten 8 haneye sonraları 18 haneye ve daha sonra 34 haneye kadar çıkmış,1930 lu yıllara kadar 34 haneden salma alınırmış.2007 Türkiye'sinde bu rakam 334 lü hanelere çıkmıştır.

.